Roma İmparatoru Sezar Augustus herkesin nüfus kütüğüne kaydolması için bir buyruk çıkardı. Bu nedenle Yusuf Meryem’i de alarak doğduğu şehre, Yeruşalim’in güneyindeki Beytlehem’e gitmek zorunda kaldı.

Beytlehem’de kütüğe kaydolmak için gelmiş çok sayıda insan vardı. Yusuf ve Meryem başka yer bulamadıklarından bir ahırda konakladılar. İsa orada, eşeklerin ve diğer hayvanların bulunduğu yerde doğdu. Meryem onu kundağa sardı ve yemliğe yatırdı.

Nüfus sayımı yasasını Sezar Augustus çıkardıysa da bu mutlaka Tanrı’nın yönlendirmesiyle olmuştu. Çünkü İsa’nın, atası Kral Davut’un şehri olan Beytlehem’de doğması böyle mümkün olacaktı. Kutsal Yazılar, vaat edilen Hükümdarın bu şehirde doğacağını çok önceden bildirmişti (Mika 5:2).

Bu gerçekten çok önemli bir geceydi! Kent dışındaki otlaklarda bulunan bir grup çobanın çevresini parlak bir ışık aydınlattı. Bu Yehova’nın ihtişamıydı! Tanrı’nın meleklerinden biri çobanlara “Korkmayın” dedi ve şunları ekledi: “İşte! Size tüm halkın yaşayacağı büyük bir sevinci müjdeliyorum. Bugün Davut’un şehrinde sizin için bir Kurtarıcı, Efendimiz Mesih doğdu. Size işaret şu olsun: Yemlikte yatan, kundağa sarılmış bir bebek bulacaksınız.” Ansızın başka birçok melek de belirdi; hep birlikte “Göklerdeki Tanrımız yüceltilsin, yeryüzünde razı olduğu insanlara barış gelsin!” diyorlardı (Luka 2:10-14).

Melekler oradan ayrılınca çobanlar, “Haydi doğru Beytlehem’e gidelim de Yehova’nın bize bildirdiği bu olayı görelim” dediler (Luka 2:15). Aceleyle gidip yeni doğmuş olan İsa’yı meleğin dediği yerde buldular. Çobanlar meleğin dediklerini anlattığında işitenlerin hepsi hayretler içinde kaldı. Meryem ise tüm bu sözleri yüreğinde saklıyor, bunlara anlam vermeye çalışıyordu.

Bugün birçok insan İsa’nın 25 Aralık’ta doğduğuna inanır. Ancak Beytlehem bölgesinde aralık ayı yağmurlu ve soğuk geçer. Bazen kar bile yağar. Yılın bu döneminde çobanların sürüleriyle otlakta kalması pek mümkün değildir. Ayrıca halkın zaten Roma imparatoruna başkaldırma eğiliminde olduğu dikkate alınmalı; imparatorun onlardan nüfus kütüğüne yazılmak üzere kışın bu soğuk günlerinde yolculuk yapmalarını istemesi pek muhtemel değildir. Belli ki İsa havanın biraz daha sıcak olduğu bir tarihte, muhtemelen ekim ayında doğmuştu.