İçeriğe geç

İçindekiler kısmına geç

Başarılı Üvey Aileler

Başarılı Üvey Aileler

Başarılı Üvey Aileler

ARTIK İKİ YABANCI DEĞİLİZ

Ferit’in 20 yaşındaki kızı Esra babasıyla yaşıyordu ve evdeki birçok işle o ilgileniyordu. Acaba Ferit yeniden evlendikten sonra Esra’yla üvey annesi Leman’ın iyi bir iletişimi olacak mıydı?

Leman: Başlarda çok zor anlar yaşadık. Evcimen biriyimdir, bu yüzden evdeki işlerin benim kontrolümde olmasını istiyordum.

Esra: Leman evi yeniden düzenledi ve birçok eşyayı attı. Bir keresinde ortalığı toparlarken, artık eşyaların yerini bilmediğim için bazı şeyleri yanlış yere koydum. Leman da bana kızdı. Birbirimize karşı kırıcı sözler söyledik ve bir hafta onunla konuşmadım.

Leman: Öyle bir noktaya geldim ki Esra’ya, “Bu durum nasıl devam edecek bilmiyorum ama bu gergin ortamda yaşayamıyorum” dedim. O akşam yanıma geldi ve benden özür diledi. Ben de ona sarıldım ve ikimiz de ağladık.

Esra: Leman duvardaki fotoğraflarımdan bazılarını kaldırmadı, babam da oturma odasına koyduğum lambalara dokunmadı. Önemsizmiş gibi gelebilir fakat eşyalarımın yerinde kalması, evimi tamamen kaybetmediğimi hissetmeme gerçekten çok yardım etti. Ayrıca erkek kardeşim bize geldiğinde Leman’ın onunla ne kadar iyi ilgilendiğini görünce çok mutlu oluyorum. Birlikte yaşamaya başlayalı iki yıl oldu ve artık Leman’ı ailenin gerçek bir ferdi olarak görüyorum.

Leman: Artık Esra’yla aynı evi paylaşan iki yabancı değiliz, iki dostuz.

‘AİLE BİRLİĞİMİZ DAHA ÖNEMLİ’

Anton ve Marelize altı yıl önce evlendiler, her ikisi de üçer çocuğunu yeni ailelerine getirdiler.

Anton: Ailece birlikte olabileceğimiz faaliyetlerde bulunuyoruz, örneğin zaman zaman kamp yapıyoruz. Ayrıca çocuklarla tek tek vakit geçiriyoruz. Kendimizi bir aile olarak hissetmemiz birkaç yılımızı aldı ancak sorunlarımızın çoğunu hallettik.

Marelize: Çocuklara “senin” ya da “benim” diye bakmaktansa, hepsini “bizim çocuklarımız” olarak görüyoruz; bu gerçekten çok önemli. Bir keresinde Anton, oğullarımdan birine haksız yere kızdı ve kendi kızını arabanın ön koltuğuna oturttu, ben de bu olayı büyüttüm. Ancak şunu öğrendim: “Aile birliğimiz ön koltukta oturmaktan daha önemli.” Herkese aynı şekilde davranamasak da adil olmaya çalışıyoruz.

Üvey çocuklarım kendilerini dışlanmış gibi hissetmesinler diye önceki ailemle yaşadığımız güzel anlardan da bahsetmiyorum. Bunun yerine, şu anda sahip olduğum ailem için minnettar olduğumu dile getiriyorum.

‘ÖNCE ÖVÜN’

Genç bir oğlu olan Francis ve üç yetişkin çocuğu olan Cecelia dört yıl önce evlendiler; şimdi hepsi birlikte yaşıyor.

Francis: Cana yakın olmaya çalışıyorum ve alıngan olmamaya dikkat ediyorum. Düzenli olarak birlikte yemek yiyoruz ve bu zamanı ailece sohbet etmek için değerlendiriyoruz. Aynı zamanda tüm ailenin yararına olduğundan, herkesi bazı ev işleriyle ilgilenmek üzere teşvik ediyorum.

Cecelia: Çocuklarımızla tek tek vakit geçiriyorum, onların korkularını ve kaygılarını dinliyorum. Ailece toplandığımızda onları önce övüyoruz, sonra düzeltmeleri gereken konularda teşvik ediyoruz. Ayrıca bir hata yaptığımda kabul ediyorum ve içtenlikle özür diliyorum.

HEM ANNESİ HEM DE BABASI ÜVEY

20 yaşındaki Yuki, beş yaşından beri babasını görmüyordu. Annesi daha sonra Tomonori’yle evlendi, fakat Yuki 10 yaşındayken annesi öldü. Beş yıl sonra Yuki’nin üvey babası Tomonori, Mihoko’yla evlendi. Artık Yuki’nin hem annesi hem de babası üveydi.

Yuki: Üvey babam yeniden evlenmeye karar verdiğinde, “Üvey anneye ihtiyacım yok; yaşamımda zaten yeteri kadar değişiklik var” diye düşündüm. Bu durumu kabul etmek istemedim ve Mihoko’ya soğuk davrandım.

Mihoko: Kocam, üvey oğlunu kendisinin sevdiği gibi sevmem için baskı yapmadığı halde Yuki’yle iyi geçinmek konusunda kararlıydım. Yuki’nin alışık olduğu düzeni korumak için elimizden geleni yaptık; inançlarımızla ilgili faaliyetlere katıldık, birlikte eğlendik ve her akşam birlikte yemek yiyip ardından sohbet ettik. Onunla annesinin ölümü hakkında konuştuk, bundan sonra onu çok daha iyi anladım.

Hamile kaldığımda, Yuki için kaygılandık ve onun ailenin bir parçası olduğunu hissetmesini istedik. Yuki’nin bebekle ilgilenmesini sağladık; örneğin ona yemek yedirdi, banyo yaptırdı ve bezini değiştirdi, biz de tüm bu yardımları için onu başkalarının önünde övdük. Bebeğimiz İtsuki, Yuki’ye çok bağlandı. “Baba” ya da “anne” demeden önce niinii, yani “abi” demeyi öğrendi.

Yuki: Üvey bir çocuk olarak, kendini yalnız ve terk edilmiş hissedersin. İçinde bulunduğun durumu birilerine anlatmak istersin ama seni anlamayabilirler. Fakat benim gibi Yehova’nın Şahidi olan dostlarımın desteği beni çok mutlu ediyor. Üvey annemle ilgili kaygılarım artık yok. Bana güzel öğütler veriyor, ben de ona içimi dökebiliyorum.

[Sayfa 9’daki pasaj]

Sabırlı olun! Üvey aileler mutlu ve başarılı olabilir